İlk olarak bahsetmek istediğim Özgecan olayı. Bu olaylar artık lanetlemekten çok daha ileri seviyelerde tedbir alınması gereken bir noktaya geldi. Kadına şiddetin karşısında hakimler sadece kanuna bağlı kalmamalı ve vicdanları ile karar vermeli. Hani her canlının kendini savunma hakkı varmış ya hukukta, bu kuralın değişmesi gerekiyor. Bir insanın ya da insanların - ki hayvan demiyorum hayvanlara bu kadar ağır hakaret edemem- bunu nasıl yaptıklarını anlayamıyorum. Bu insanlar hemen yanıbaşımızda ve her yerdeler. Bunu nasıl çözeceğiz bilmiyorum ama bu davayı alacak hakimin herhangi bir şekilde iyi niyet, yardım ve yataklık gibi indirici sebepleri dikkate almadan direkt ağır müebbet vermesini diliyorum. Allahtan ailesine sabır ve rahmet diliyorum.

Gelelim maça. İlk defa belkide bu sene bir takım Fenerbahçeden daha fazla isabetli pas yaptı. Bunun en büyük nedeni takımın ilk yarıda topu nerede ise hiç ayağında tutamaması ya da tutmak istememesiydi. Bunu kötü sahaya bağladılar ama bence Kasımpaşa ve Karabük maçlarında da aynı durum söz konusu idi. Deplasmanlarda bu takıma bir şeyler oluyor. Eğer ilk yarı biraz daha kaliteli futbolcuları olsa maç 3-1 civarı biterdi. Hacıosmanoğlu demişti ya hak edenin kazanmasına yardım etmesini istedim hakemden, bu ne kadar saçma bir cümleymiş bu maçta ortaya çıktı. Futbolda her zaman hakeden kazanmaz bazende şanslı olan kazanır.

Fenerbahçe oldukça oturmuş bir defans hattına sahip. Bu şekilde bir ilk yarı bitirmesi oldukça sürpriz oldu. Bunun bence en büyük nedeni, çok çabuk gol bulmak ve konsantre konusunda sıkıntı yaşamaktı. Antep deplasmanında çok ofansif bir kadro fazla riskli oldu. Selçuk değişikliği ile takım toparlandı, yani yanlıştan dönüldü ve maç kazanıldı.

Ayrıca Okan hoca ilk yarıda oynadıkları futbolda takılı kalmış ki sol taraflarının otobana dönmesini fark edemedi. Allah razı olsun, gol atma konusunda sıkıntı yaşayan forvetlerimize bu ciddi bir moral oldu. Sanırım baskı biraz daha üstlerinden kalkacaktır. Galatasaray maçına kadar puan kaybetmeden gitmek ve o maçı da mutlaka kazanmak gerekiyor. Fenerbahçe son bir kaç yıldır içerideki derbilerde istediği puanları alamıyor. Kazanmayı gereğinden fazla istiyor ve stres ile karışık ayaklar birbirine dolaşıyor.

Alperin penaltı pozisyonuna gelelim. Bence penaltı değil ya da Egemenin pozisyonuda penaltı. İşte biz Türk hakemleri eyyam yapıyor derken bunu kastediyorduk. Nerede ise aynı sayılacak pozisyonlarda takıma göre, formaya göre, dakikaya göre ve skora göre karar veriyorlar. Aslında bu çok dikkat isteyen bir konu. Bu hakemler bilgisayar gibi bir işletim sistemine sahip. Kime kart verirse cezalı olur, dakika kaç, skor ne hepsini aklında tutabiliyor.Bu konuda kendilerini tebrik etmek gerekiyor. Konu ile alakalı olarak profesyonelliği bir yana bırakarak adam gibi ahlaka sahip olan Sow'u kutluyorum. İstese düşebileceği bir pozisyonda ayakta kalmayı tercih etti. Böyle oyuncuların çoğalmasını diliyorum.

Fenerbahçe deplasmanlarda daha iyi oynar hatta kendi sahasında yapabildiği gibi pas yapabilirse yarışın içinde kalacaktır. Son 5 deplasman maçını kazanmış ve sadece 1 gol yemiş bir takıma rağmen bunları yazıyorum. Bir an gelir ve kaybettiğin tek deplasman şampiyonu belirler. Neticede rakiplerde bir şekilde işi çözüyor ve yarışta kalıyorlar.

Görüş ve eleştirilerinizi paylaşmak isterseniz twitter adresim @ihsankocaman