Kaos, şuursuzluk ve panik
ERDİ AYDEMİR - Haftalardır eleştirdiğimiz Aykut Kocaman, iki hatası dışında maçı gayet iyi yönetti.
news_image

Ümitsiz düşüncelerle kurduğumuz Spartak Moskova eşleşmesi nihayet buldu ve nihavent şekilde gönüllerimize kazındı.

İçinde o kadar çok hikaye barındıran bir ikinci maç yaşadık ki bunun için köşe yazısı yazmak kafi gelmez. Bu maç için uzun uzun besteler yapmak lazım. Hatta bu maçı anlatacak besteyi yapabilmek için Sezen Aksu olmak lazım.

Kaos, şuursuzluk, panik, profesyonelliği ayağa düşürme (Moskova tarafı için) gibi çok sayıda bölümden oluşacak bu bestenin merkezinde ise son haftaların manşet adamı Aykut Kocaman değil Fenerbahçeli futbolcular var.

Çünkü haftalardır eleştirdiğimiz Aykut Kocaman, iki hatası dışında maçı gayet iyi yönetti. Bu maçın, eşleşmenin, Şampiyonlar Ligi’nin kaybedilmesinin nedeni Fenerbahçeli futbolcuların amatörlüğüdür.

Evet Aykut Kocaman yine önemli hatalar yapmıştır fakat Fenerbahçe formasını sırtına geçirmiş bir futbolcu da erken yenen golden sonra bu kadar panik olamaz. Bu kadar kaosa ve şuursuzluğa teslim olamaz.

Aykut Hoca’nın iki önemli hatası Alex de Souza ve Cristian Baroni’nin geç oyuna alınmaları oldu. Eğer ikinci yarı başında iki pas yapmayı kotarabilen bu iki Brezilyalı oyuna alınsaydı, o tılsımlı gol daha erken dakikalarda gelebilirdi. Çünkü bu tip ikinci yarılardaki tılsımlı ilk gol, ikinci golün %75’ini yapmış demektir. Fenerbahçe o tılsımlı golü çok geç attığı için ikinci golün %25’ini tamamlayamadı.

Evet Aykut Hoca’nın hataları bundan ibaretti ve turu kaybeden asıl müsebbipler oyunculardı. Ne zaman ki gol yenildi ve taraftar daha fazla mücadele etmelerini istedi, onlar da “kendisinden daha büyük çocuğu dövme arzusuyla yanıp tutuşan ufaklık” gibi aç kurtlar misali saldırmaya başladılar.

Halbuki Spartak Moskova, savunma kurgusunda garip bozukluklar olan bir takım. Eğer şuursuzluk yerine sabır Fenerbahçeli futbolcuların kalbine hükmetseydi her şey daha kolay olabilirdi.

Siz sabırlı olmayınca rakibin açıkları da azami süratle kapandı. Futbolcuların bu şuursuzluğunda tabii ki Fenerbahçe taraftarının da golü erken istemesinin etkisi vardı.

Taraftar demişken bir paragraf da Selçuk Şahin için açalım. Evet onun pas hataların hepimiz sinirleniyoruz, bazen o pas hataları çok belalı kontra ataklara sebep olabiliyor. Ancak siz ne kadar ıslıklarsanız ıslıklayın Selçuk Şahin’i değiştiremeyeceksiniz. Böyle bir gücünüz varsa zaten Selçuk Şahin bambaşka bir oyuncu olurdu.

Ayrıca Selçuk’un bu kadar kötü görünmesinin yegane sebebi de kendisi değil. Onun bu formsuz döneminde onda ısrar eden Aykut Hoca’yı da unutmamak lazım. Halbuki Selçuk Şahin son şampiyonlukta öne geçilen maçlarda sonradan oyuna girerek çok faydalı kesişler yapmıştı. Ya da bir sezon önce Galatasaray’a attığı golün vuruşunu yaparken de aynı Selçuk Şahin’di.

Hepimiz babamızın ufak bir bağırmasıyla elimizden çay bardağı düşürmüşüzdür. Bir de kendinizi 52.000 kişinin galiz küfürlerle ve ıslıklarla soyunma odasına gönderdiği oyuncunun yerine koyun.

Selçuk zorla Fenerbahçe’de kendisini istihdam ettirebilecek kudrete sahip değil. Eğer sizin yöneticileriniz ve teknik direktörleriniz onu göndermiyorsa asıl suçlu onlardır. Çünkü Selçuk Şahin geldiği 2003 yılından beri aynı oyuncu.

Özetle Fenerbahçe taraftarının uzun yıllar aklından çıkmayacak bir maç yaşadık. Ama hayat devam ediyor. Şampiyonlar Ligi’nin parasından olunsa da ileride alınabilecek UEFA Avrupa Ligi şampiyonluğu paraları mevcut.

Fakat bu teknik anlayış ve kadro yapısıyla mı? İşte o çok meçhul.

https://twitter.com/erdi_aydemir



superFB mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
  • sfbyorum baloncuk_sol 0
Kaynak :
Bugün
///