Galeri » Ferdi Kadıoğlu: "Ersun Yanal 'Gitme' dedi" [ Galeri Ana Sayfa ]

Ferdi Kadıoğlu: "Ersun Yanal 'Gitme' dedi"

26
FERDİ KADIOĞLU, SABRETMEYİ ÖĞRENİYOR!

Fenerbahçe'nin 20 yaşındaki genç yeteneği Ferdi Kadıoğlu, 18 yaşındayken NEC Nijmegen'den Fenrebahçe'ye transfer oldu. Sadece 17 maç profesyonel olduktan sonra ilk transferine imza attı. Henüz 18'inde 1.4 milyon euro eden Ferdi Kadıoğlu, Türkiye'de sabretmeyi ve antrenör 'mezarlığı'nı da gördü: "Sadece 19 yaşımdaydım ve 6 farklı teknik direktörle çalıştım."

 

25
İSTANBUL'DA GÖZDEN UZAK, SESSİZ VE SAKİN

Nijmegen'de ailesiyle birlikte yaşayan Ferdi, artık İstanbul'da yaşıyor. Gözden uzak, sessiz ve sakin bir yaşam. Fenerbahçe'ye transferi onun için bir rüyanın gerçek olmasıydı. Ferdi, Nijmegen'de sadece arkadaşlarına veda etmedi. Annesi ve kız kardeşini de bıraktı. Şimdi babasıyla birlikte İstanbul'da ayakta kalmaya çalışıyor.

 

24
"FUTBOL, HAYATIMIN YÜZDE 90'I"

"Annem, Arnhem'de Introdans'ta çalışıyor. Profesyonel bir bale şirketinde. Kız kardeşimle birlikte Hollanda'da kaldı. Çünkü, kardeşim hala okuyor. Babam benimle geldi. Çok iyi Türkçe konuşabiliyor ve günlük yaşantımda bana yardımcı oluyor. O gerçek bir baba ve bana da hayatımın yüzde 90'ının futbol olması için yardım ediyor. Bir noktada tek başıma yaşamayı öğrenmem gerekecek ama şu an bunun için çok küçüğüm."

23
"EĞLENCELİ BİR GÜN GEÇİRDİK"

"Ekimin başında alt yaş gruplarında iki milli maça çıktım. Hollanda'ya günün erken saatlerinde uçtum ama hala doğum günümü kutlamak için vaktim vardı. Elbette arkadaşlarımla görüştüm. Uuzn süredir onları görmüyordum. Bazen birkaç günlüğüne İstanbul'a ziyaretime geliyorlardı. Fakat, Hollanda'da onlarla tekrar buluşmak çok farklıydı. Hemen güzel bir yemek hazırladık ve eğlenceli bir gün geçirdik."

22
"İSTANBUL TRAFİĞİNDE SÜREKLİ KORNALAR VAR"

"Hayatım artık çok değişti. Artık başka bir ülkedeyim. Basit bir örnek vermem gerekirse trafik! İstanbul çok yoğun ve yollar her zaman yoğun. Herkes, bu trafikten kurtulmanın yollarını arıyor. Hollanda'da daha düzenli kurallarımız var. Türkiye'de ise sürekli sağdan soldan arabalar seni geçmeye çalışıyor. Sürekli kornalar duyuyorsun."

21
"TÜRKÇE, ÇOK ZOR BİR DİL"

"Türkçe'yi de yavaş yavaş öğreniyorum. Türkçe gerçekten öğrenmesi çok zor bir dil. Alfabeyi çok farklı şekilde seslendirmek zorundasın. Flemenkçe, Almanca ve İngilizce birbirine benziyor, evet zorlar ama Türkçe'nin yanında zorlukları bir hiç sayılır. Geçen sezon 1 hafta boyunca öğrenmek için kendimi adadım ama sonu tam bir hayal kırıklığıydı. Öğrenci olarak çok iyi değilim. Fakat, şimdi tekrar Türkçe dersler almaya başladım. Futbol terimleri öğrendim. Çünkü, bunları her gün konuşuyorsun ve hızlıca adapte oluyorsun."

20
"FENERBAHÇE'DE ÇOK DAHA GÜÇLÜYÜM"

"Fiziksel olarak kendimi çok geliştirdim. Ne zaman Hollanda'daki hocalarım görse bunu takdir ediyor. 4 kilo birden aldım ama tamamı kas. Fenrebahçe'de düzenli olarak fizik antrenmanları yapıyorum ve gıda desteği alıyorum. Sezon başında güçlenmek için çok antrenman yaptık ve kendimi toparladım. Şimdi bir sistem içerisinde düzenli olarak fizik çalışmaları yapıyoruz. Hollanda'daki ilk maçımı hatırlıyorum. Gerçek anlamda çocuktum. NEC'in futbol sisteminde fiziksel olmanın önemi yoktu. Şimdi ise ayaklarımın üzerinde daha güçlü durabiliyorum. Ayrıca, Fenerbahçe'de daha doğru beslenme üzerine bilgiler alıyorum. Çok sağlıklı bir beslenmem yoktu Fenerbahçe'den önce, şimdiyse daha sağlıklı besleniyorum. Aslında daha fazla yiyorum ama daha sıkı ve daha uzun çalışıyorum. Bunun için gıda desteklerinin de payı büyük."

19
"GÜNDEN GÜNE DAHA OLGUN OYNUYORUM"

"Artık ikili mücadelelerde çok daha güçlü hissediyorum ve daha hızlıyım. Oyun stilim değişmedi. Hala ofansif orta saha oyuncusu kimliğimi koruyorum. Fakat, çok zorlu bir ligde günden güne daha olgun bir futbol oynuyorum."

 

18
"HOLLANDA'NIN BÜYÜKLERİ BENİ İSTİYORDU"

"2018 yazında yazılan bazı transfer haberlerinin bazıları doğru, bazıları yanlıştı. NEC ile Eredivisie'de oynuyordum ve bir sonraki adımı atmaya hazırdım. Tüm gazetelerde, Hollanda'nın büyüklerinin beni istediğini okumaya başladım. Ancak, NEC'e resmi bir teklif geldi mi, gelmedi mi bilmiyorum. Çok fazla haber vardı. NEC, sözleşmemde yazan parayı talep ediyordu. Sonra Fenerbahçe geldi, Türkiye'nin kesinlikle en büyük kulübü."

17
"FENERBAHÇE BANA KARİYER PLANI SUNDU"

"Fenerbahçe, sözleşmemde yazan parayı ödedi. Bana bir kariyer planı sundular. Adım adım beni geliştireceklerdi. Ayrıca, masaya da benim için istenen rakamı koymuşlardı. Ayrıca, Phillip Cocu da orada yeni teknik direktör olmuştu ve bu benim için bir avantajdı. Genç bir oyuncu olarak transfer olduğunuz takımda sizin dilinizi konuşabilen bir teknik direktör olması güzeldi. Bu da transferim için son noktaydı."

 

16
"DÜZENLİ OLARAK OYNAYACAĞIM"

- Türkiye'de çok fazla eleştiri var. Hollanda'ya oranla, Süper Lig'de genç oyuncular çok fazla şans bulamıyor.

"Bu doğru. Çok fazla tecrübeli oyuncu var bu ligde. Bunu biliyorum. Ancak, aynı zamanda kendime güvenim var. Bir noktada düzenli olarak oynamaya başlayacağım. Her gelen fırsatta bunu iyi kullanmaya çalışıyorum. Böylece, geleceğim için bir adım daha atmış olacağım."

15
"GEÇEN SEZON ÇOK DRAMATİKTİ"

- İlk sezonunda fazla oynama şansı bulamadın. Sadece bir kupa maçında 13 dakika...

"Bu doğru. Kendimi hazırlıyordum ama bazı problemler nedeniyle zorunlu değişiklikler oluyordu. Dediğim gibi, farklı bir ülkede farklı alışkanlıklar vardı. Ayrıca, NEC'e göre Fenerbahçe'de futbol seviyesi çok yüksek. Oyun stili daha farklı. Ayrıca, hocalar mantıklı kararlar almak zorundaydı. Kulüp bana zaman verdi. Kendi yolumu bulmam gerekiyordu. Ayrıca, takımın performansı da çok kötü olması da şanssızlığımdı. Sezon performansımız büyük hayal kırıklığıydı. Genç bir oyuncu, ancak o maç erkenden 2-0 veya 3-0 olursa fırsat bulabilir. Geçen sezon bu neredeyse hiç olmadı. Fenerbahçe için çok dramatik bir sezondu. Bu nedenle dakika alamadım. İlk yarının sonuna doğru bir kupa maçında oynadım. Kulüp yönetimi, benim gösterdiğim çabadan çok memnundu.

14
"COCU'NUN GÖNDERİLMESİ RAHATSIZ EDİCİYDİ"

- Ancak Cocu gönderildi. Bu senin ve takımın için nasıl bir durumdu.

"Çok zorluydu. Phillip'in kendisiyle konuşmaktan çok yardımcısıyla konuşuyordum. Antrenörler içerisinde bir hiyerarşi vardı. Erwin Koeman ve Chris van der Weerden ile daha fazla konuşuyordum. Elbette, Cocu'nun gönderilmesi rahatsız edici bir durumdu. Ancak, aynı zamanda bu tip futbol ülkelerinde antrenörler de fazla zamanı olmadığını bilir. Futbolcu için de durum böyle. Evet, antrenmanlarda çok sıkı çalışırsın ama sahada da kendini göstermek zorundasın. Kulağa biraz kötü geliyor ama burada işler böyle."

 

13
"19 YAŞIMDA, 6 FARKLI TEKNİK DİREKTÖR"

"Benim yaşımdaki bir oyuncu için çok fazla teknik direktörle çalıştım. Peter Hyballa, Adrie Bogers, Pepijn Linders, Phillip Cocu, Erwin Koeman ve şimdi de Ersun Yanal. 19 yaşımda, 6 farklı teknik direktör oldu. Bir genç oyuncu için uzun süre tek bir teknik direktörle birlikte çalışmak daha ideal ve faydalı bir durum olur aslında."

12
"COCU, SONUÇLAR NEDENİYLE GÖNDERİLDİ"

- Türk yardımcıları, Phillip Cocu'nun gönderilmesi için bazı kötü şeyler yapmışlardır. Soyunma odasına, onu sarıp çıkarmak için bir halı bile getirmişler. Oyuncu olarak böyle şeylere denk geldin mi?

"Öncelikle şunu bilmelisiniz. Türk medyasında yazılan her şey doğru değil. Türkiye'de futbola çok büyük bir ilgi var ve bu nedenle çok fazla haber çıkmak zorunda. Ayrıca, kendimle ilgili çıkan haberleri de hiç okumuyorum. Phillip'e gerçekten ne oldu bilmiyorum. Ancak, bu tip konularla alakalı değildi. Phillip'in gönderilmesi, tamamane alınan sonuçlarla alakalıydı. Sıralamada 15-17 arasında gidip geliyorduk. Sezon sonunda takım ruhu oluşmaya başladı ve üst üste kazanarak sezonu 6. bitirdik. Böylesine büyük bir kulüp için Phillip döneminde alınan sonuçlar kabul edilemezdi. Büyük bir kulüp, o sıralarda olmayı kabul etmez.

11
"COCU, DOĞRU TAKTİĞİ BULAMIYORDU"

- Peki sonuçlar neden kötüydü?

"Çok fazla oyuncu gidip geliyordu. Teknik ekip, bir türlü doğru dizilişi ve taktiği bulamıyordu. Fenerbahçe taraftarları, o günlerde bile sürekli takımın arkasındaydı. Fakat, elbette sonuçlardan ötürü kızgınlardı. Ben NEC Nijmegen'de böyle durumlara alışıktım. Birçok maç kaybediyorduk. Fenerbahçe taraftarı, buna rağmen tribünleri tamamen doldurup bize destek veriyorlardı. Tabii bunun büyük bir nedeni duygularından ötürüydü."

10
"ALMANYA VE HOLLANDA'DA F.BAHÇE KADAR BÜYÜK KULÜP YOK"

"Fenerbahçe taraftarı, nereye gidersek gidelim orada. Bunu yaşamadan bilemezsiniz. Evimizdeki maçlarda stadyum zaten tamamen doluyor. Fakat, bizim her yerde çok taraftarımız var. Türkiye çok büyük bir ülke. Deplasman maçlarına uçakla gitmek zorundayız. Nereye gidersek gidelim, bizi taraftarlar bekliyor oluyor. Örnek vereyim; Alanyaspor ile deplasmanda oynuyoruz. Fenerbahçe taraftarı orada ve sesi ev sahibi takımdan daha çok çıkıyor. Sosyal medyada milyonlarca taraftarı var. Şunu çok rahatlıkla söyleyebilirim. Almanya, Hollanda, Amerika'da böylesine çok taraftarı olan kulüp yoktur. Bu gerçekten 'cool' bir durum."

9
"HOLLANDA'DA F.BAHÇE-G.SARAY GİBİ MAÇ YOK"

"Galatasaray ile oynadığımız derbileri görmeniz gerekiyor. NEC formasıyla Vitesse'ye karşı böyle yoğun maçlar oynadım ama bu kadarı değil. Bu tıpkı Ajax ve Feyenoord maçları gibi. Birbirlerinden nefret ediyorlar. Eredivisie'de böylesine büyük bir maçı tecrübe edemezsiniz."

 

8
"GOL ATARSAN, 1 AY YEMEK BEDAVA"

- İstanbul sokakalarında rahatlıkla, tanınmadan yürüyebiliyor musun?

"Hayır. Nijmegen'de sokaklarda dolaşabilirdin. Fakat, Türkiye'de sokağa indiğin anda ya biri imza istiyor ya da fotoğraf çektirmek. Bu çok eğlenceli. Geçen gün babamla bir restoranda yemek yiyorduk ve sahibi gelip bana dedi ki, "Bir sonraki maçta gol atarsan, sana 1 ay boyunca bedava yemek veririm." Türkler, futbolu gerçekten çılgınlar gibi seviyor."

7
"ERSUN YANAL 'GİTME' DEDİ"

- Daha fazla oynaman gerektiğini hissediyor musun?

"Kesinlikle. Bu konuda dürüst olacağım. Geçen sezon devre arasında bir yere kiralık gidip daha fazla oynamak istedim. Bu gerçekten karamsar zamanlarımdı. Kupada ilk maçıma çıktım ve teknik direktör Ersun Yanal yanıma gelip bana dedi ki, "Ferdi, gitmeni istemiyorum. Kalman daha iyi olur." Bu bana güvendiğini gösteriyordu. Ancak, sonuçlar çok kötüydü ve ben fırsat bulamıyordum. Çok az oynayabildim. Ardından, bu yaz Belçika'dan ve Hollanda'dan bazı kiralama teklifleri geldi. Çok güçlü bir sezon öncesi hazırlığı yapıyorduk. Sonra sakatlıklar oldu. Real Madrid, Sivasspor ve bazı hazırlık maçlarında süre aldım. Teknik direktör, bana güveniyordu. Sonra gelen tüm teklifleri reddettim. Bir kez daha Fenerbahçe'de şansımı denemek istedim. Başlangıç, çok ümit veriyidi. Sezonunda ilk maçında oynadım. Bir hafta sonra maçı kazandıran golün asistini yaptım."

6
"DENİZ VE GARRY İLE KONUŞUYORUM"

- İyi oynadığın maçlardan sonra tekrar yedek kulübesine döndün.

"Teknik direktörümüz Ersun Yanal, kararlı biri. Sezonun ilk maçından sonra bana, "İşleri senin için daha kolaylaştırmak istiyorum." dedi. Elbette, yedek kalmak sıkıyor. Ancak, bazı kararları vermenin de kolay olmadığını anlamak gerekiyor. Neden diğer oyuncuların önünde seni seçmeli mesela. Her oyuncu seçilmediğinde sinirlenir. Fakat, futbol böyle bir şey. Çok büyük bir kulüpte futbol oynuyorum ve rekabeti kabullenmem gerekiyor. Sonuç olarak, daha sıkı çalışmaktan ve fırsat ummaktan başka yapacak bir şeyim yok. Burada kimsenin forması garanti değil, hiç kimsenin. Bu tip şeyleri Flemenkçe bilen Deniz Türüç ve Garry Rodrigues ile sürekli konuşuyorum. Onlar benden daha yaşlı ve Türk teknik direktörler konusunda tecrübeli.

 

5
"F.BAHÇE'YE GELDİĞİM İÇİN PİŞMAN DEĞİLİM"

- Fenerbahçe'ye transfer olduğun için pişman olduğun anlar oldu mu?

"Asla, tek bir dakika bile. Hiçbir şeyden pişman değilim. Elbette, daha fazla oynamak isterim ama aynı zamanda kendimi geliştirmem gerekiyor. Daha fazla güçlenmem ve daha olgun bir futbol oynuyor olmam lazım. Ben adım adım kendimi geliştiriyorum. Unutmayın, Fenerbahçe'de çok iyi futbolcularla forma rekabetindeyim. Fenerbahçe'nin seviyesiyle NEC'in seviyesi aynı değil."

"F.BAHÇE'YE GELDİĞİM İÇİN PİŞMAN DEĞİLİM"
4
"KENDİME GÜVENİM YERİNE GELDİ"

- Fakat, Dani de Wit ve Teun Koopmeiners gibi senin jenerasyonunda olan futbolcular AZ'deki her maçta süre buluyorlar. Kendini geliştirmen, alacağın dakikalarla alakalı. U19'da oynamak ile benzer bir durum değil.

"Bu doğru. Ne kadar çok süre alırsam, kendimi o kadar geliştirme şansım olur. Ancak, hala pozitif bir bakış açısına sahibim. Sezonun ilk 4 maçında oynadım. Kendime güvenim yerine geldi.

 

3
"BÖYLE GİDERSE KİRALANMAK MANTIKLI OLUR"

- Ocak ayına kadar fazla forma şansı bulamazsan ayrılmayı tekrar düşünür müsün?

"Evet, o zaman kulüple farklı bir çözüm arayışına gireriz. İki sezon üst üste oynamamak benim için iyi olmaz. Kiralık gitmek daha mantıklı bir karar olur."

2
HANGİ MİLLİ TAKIMI SEÇECEK?

- Alt yaş gruplarında Hollanda Milli Takımı için oynuyorsun. Ancak, Türkiye vatandaşlığın da var. A Milli Takım için hangi ülkeyi seçeceksin?

"Aslında üçüncü bir opsiyonum da var. Annem Kanadalı. Geçen yıldan bu yana Türk kimliğim de var. Türk Ligi'nde sadece 14 yabancı oyuncu var. Bu kimlik benim için kullanışlı oldu. Şu an için bir seçim yapmadım. Hollanda'da 15 yaşımdan beri aynı çocuklarla oynuyorum. Çok güçlü bir takımımız var. Şimdi Avrupa Şampiyonası'na gidiyoruz. Odak noktam burası. Hangi ülkeyi seçeceğime daha sonra karar vereceğim."

///