Galeri » Zeljko Obradovic: "NBA bir mafya!" [ Galeri Ana Sayfa ]

Zeljko Obradovic: "NBA bir mafya!"

19

Sene 1997. Bir Apple reklamı, onlarca yıl boyunca kendini 'çerçevenin dışında olan' düşünürler olarak ayıran karakterlere ışık tutuyordu.

İtalya'da bu reklamda Nobel ödüllü Dario Fo'nun sesi, Einstein, Martin Luther King, Gandhi ve benzeri profilleri, görmezden gelmesi imkansız isyancılar veya antikomformistler olarak tanımlıyordu. Yaptıkları, insanlığın gelişmesine yardımcı olan bireyler olarak.

18
SPORTANDO'NUN BU HAFTAKİ KONUĞU: OBRADOVIC!

Paralel olarak, Sırp bir koç Real Madrid'den İtalya'ya gelmişti. Madrid ile çoktan kendisini bir Euroleague şampiyonu olarak tanıtmış olmasına rağmen, kendisini bir efsane olarak henüz göstermemişti.

Belki Zeljko Obradovic neler olacağını henüz bilmiyordu, bir koç olarak gelişmek ve takımlarını daha iyi yapmak için neye ihtiyacı olduğunu biliyordu.

Sportando'nun Walkie Talkie serisinin ikinci bölümünde, konuk Fenerbahçe koçu Zeljko Obradovic'ti. Obradovic ile Sarunas Jasikevicius ve Dimitris Itoudis, Treviso, NBA ve scoutları, Nicolo Melli, Fenerbahçe ve dahasını tartıştılar.

17
"BİZİMKİSİ GERÇEK BİR ARKADAŞLIK"

- Birkaç hafta önce, koç Jasikevicius Milano'dayken röportaj yapmıştık. Sizinle ilgili güzel şeyler söyledi ve bize "Obradovic'le ilgili soruları yanıtlamak için saatlere ihtiyacım var." demişti. Sizi bize o gönderdi gibi bir şey oldu. Onunla şu an ilişkiniz nasıl? Zaman içinde nasıl gelişiyor?

"Panathinaikos'tan şimdiye kadar yakınız. Koç olarak harika iş yapıyor. Her maçtan önce ve sonra beraber yemek yeriz. Şakalaşırız. Bazı yaz dönemlerinde beraber tatile gittiğimiz de oldu. Yani gerçek bir arkadaşlık. Arkadaşım olarak yanımda olduğu için çok mutluyum."

16
"HERKESİN BASKETBOL IQ'SU SENİNLE AYNI OLAMAZ"

- Şimdi kesinlikle kendisini gösteren uzun bir ilişki

"Kesinlikle! Oyuncuyken beraber çalışmaya başladığımız dönemde, başlarda biraz sorun yaşadık, ama onun karakteri bu. Ve buna bayılıyorum! Çok dürüst bir insan. Bir oyuncu olarak her şeyi anlıyordu. Koçlar olarak, bizim işimiz oyuncularımıza bir şeyler öğretmektir. Ve o, öğrettiklerimi her zaman anlamıştır. O oynadığı dönemde onunla çalışmayı seviyordum. Şimdi konuştuğumuzda, ona hep "Tüm oyuncuların seninle aynı basketbol IQ'suna sahip olmasını bekleyemezsin." derim. Bu büyük bir sorundur ama baştan anlamanız lazım. Daha empati kuran biri olmalısınız. O da bunun üzerinde uğraşıyor.

15
"MAÇTA TERS GİDEN BİR ŞEY VARSA, PG'Yİ SUÇLARIM"
- Sizin gibi, Saras da öncesinde bir oyuncuydu. Onun geçişi nasıl oldu? İkiniz de oyun kurucuydunuz. Yani bazı kararlar alıp, zor durumları anlayabilen kişilerdiniz. Şimdi de hepiniz benchtesiniz. Bu durumu ne kadar değiştiriyor? Yoksa sadece farklı bir bakış açısı mı?

"Oyun kurucunun her zaman bütün takım arkadaşlarını düşünmesi gerekir. Bu sebepten ötürü tüm oyun kurucularımla iletişim kurarım ve ters giden bir şeyler varsa, hep onları suçlarım. Benim tarzım bu. Ben de bir oyun kurucuydum ve anında bir koç olmak istediğimi anlamıştım. Çünkü çok keyif alıyordum. Harika koçlarla çalışma fırsatım oldu: Aza Nikolic, Dusan Ivkovic ve Dusko Vujosevic gibi. Memleketimden tüm koçlarım da aynı şekilde: Cacak gibi. Ve bu bana çok yardımcı oluyordu. Ve zamanı geldiğinde hemen hissiyatı almıştım. Çünkü hayatım boyunca buna hazırlanmıştım. Oyun kurucuların maç sırasında koçun ne istediğini anlamaları gerek."
14
"İNANILMAZ BİR YER"

- İtalya, sizin özel bir ülke. İtalyanca'yı öğrendiğiniz Treviso'ya koçluk yapmıştınız. Treviso ve genel olarak İtalya ile ilişkiniz nasıl? İtalyan taraftarlarla?

"Treviso inanılmaz. Çok organize bir kulüp."

13
"BANA ÇOK YARDIMCI OLDULAR"

- Yakın zamanda bir hazırlık maçı için oraya gitmiştiniz

"Evet, oraya gittiğimde Giorgio Buzzavo başkandı. Maurizio Gherandini ile çalışmaya başlamıştım, şimdi de Fenerbahçe organizasyonda altı yıldır beraberiz. Bennetton ailesi, Gilberto. İnanılmaz insanlardı. Hiçbir zaman unutmayacağım iki harika seneydi. Bana çok yardımcı oldular."

12
"A1'E DÖNMELERİ GÜZEL BİR ŞEY"

- Şimdi Treviso tekrar İtalyan liginde

"Evet, o hazırlık maçından sonra hep beraber yemek yemiştik ve geçmiş yılları anmıştık. Treviso'nun A1'e dönmesi çok hoşuma giden bir şey."

11
PANATHINAIKOS DÖNEMİ!

6 Mayıs 1998'de, Apple tarafından tekrar işe alınan Steve Jobs, iMac'i tanıtmıştı.

Şirketi başarısızlıktan kurtaran, bütçe fazlalığı sağlayan bir bilgisayardı. Aynı harmonik ortamı paylaşan birçok bileşeni birbirine bağlayan, yenilikçi ve köşesiz bir tasarım parçasıydı.

1984'teki ilk Macintosh'tan sonra Steve Jobs'ın üçüncü devrimi olan iMac, popüler kültürün bir simgesi haline gelmişti.

Bir sene sonra, 1999'da, Obradovic kendi devrimini hazırlıyordu. İtalya'yı terkederek tekrar Yunanistan'a, Panathinaikos'a gitti ve kendi 'iMac'ini yarattı.

Daha fazla elementin kendisine özgü harmonik birliğini oluşturan, 2012'ye kadar 11 ülke ve 5 Euroleague şampiyonluğu kazanan bir takımdı.

Diamantidis ya da Jasikevicius gibi oyuncuları inşa edip geliştirebilen bir sistem ile, Obradovic, Panathinaikos'u alıp Avrupa Basketbolu'nun tepesine taşımıştı.

10
"ÜST DÜZEYDE OLMANIN TEK YOLU..."

- Sizin gibi insanların karşısında hep zor zaman geçiriyorum. Gerçek anlamda her şeyi kazandınız ve gelen her soru yüzeysel ve aptalca bile gelebilir. Bu "kazanma hissiyatı" nasıl bir şey? Sizi her gün gelişmeye ve pes etmemeye zorlayan hissiyat.

"Eğer bir koç olmak istiyorsanız, geçmişteki başarıları arşivleyip, şimdiki zamanı ve geleceği düşünmeniz gerekir. Uzun yıllar önce, her gün gelişmem gerektiğini anladım. Salona gittiğimde, antrenman ya da maç için, bir koç olarak geliştirmem gereken şeyler vardı. Bunu da oyuncumla paylaşmalıydım. Üst seviyede olmanın tek yolu bu."

9
"ÇABUK KARAR VERMELİSİNİZ, VERMEZSENİZ..."

- Yani bu psikolojik bir iş

"Kesinlikle, ama sadece antrenman sırasında değil. Maç sırasında da teknik, tatktik ve detaylar üzerine odaklanıyoruz. Tabii ki psikolojik tarafı da gerekli. Çok maç oynuyoruz. Mesela, Türkiye'de, sadece beş yabancı oynayabiliyor. Yani aslında iki farklı takımımız oluyor: Biri ülke ligi, diğeri de Euroleague için. Elimdeki 15 oyuncunun arasından, en iyisini görmem gerekiyor. Belki antrenmandan sonraki gün de oynamaya hazır olanlar gibi. Derim ki 'Tamam, bu oyuncuya güveniyorum.' Maç sırasında bir oyuncunun nasıl oynadığıyla ve takımınızı nasıl başarıya ulaştıracağınız konusunda çok hızlı karar vermeniz gerekiyor. Çok çabuk karar vermelisiniz. Vermezsiniz, geçmiş olsun. Sadece bu sebepten, basketbol dünyanın en iyi sporu. Çünkü oyuncuların çabucak düşünmesi gerekiyor. Aşağı yukarı satranç gibi."

8
"NBA, BİR MAFYA!"

- Avrupa'da kazanmıştınız. Birkaç yıl önce medya, Detroit Pistons'ın sizi başantrenörleri yapmak istemesiyle ilgili bir şeyler yazmıştı. NBA, sizin için bir zorluk olur mu? Ya da Avrupa'da kazandığınız dönemde bunu hiç düşünmediniz mi?


"O an çok ciddi bir şey değildi. Joe Dumars ve Dimitris Itoudis'le çok yakınızdır. Panathinaikos'tan ayrıldığımızda bir aydan fazla bir süre beraberdik, NBA antrenmanlarını izliyorduk. Hep beraberdik. Yani Avrupa'daki hayatımdan çok mutluyum. NBA'i düşünmüyorum. Organizasyon bazında dünyanın en iyi ligi olduğunu biliyorum. İnanılmaz ve mükemmel bir yer. Avrupa'da bu durum hala bir süreç içerisinde. Geçen seneden daha iyi, ama bir öncekinden daha kötü. Paradan ötürü, tabii ki onlara yakın olması imkansız. Şimdilerde Euroleague çok üst bir düzeyde. Hatta bu basketbolun NBA basketbolundan daha ilgi çekici olduğunu düşünen insanlar da var. Umuyorum ki bir gün Avrupalı bir koç NBA'e gider ve onlarla çalışıp, tüm yeteneklerini gösterebilir. Şu anda Avrupa'da, NBA'de çalışmaya hazır bir sürü koç var. Daha önce olanı aklınıza getirin: Mike D'Antoni Amerikalı, ama Avrupa'da doğup büyümüştü. Burada da koçluk yaptı. David Blatt Amerikalı ve Igor Kokoskov da bir NBA takımına koçluk yapmadan önce, 20 seneden fazla bir süredir Amerika'da yaşıyor. Avrupalı koç yok. Neden biliyor musun? Çünkü NBA bir mafya. Hiçbir koça iş vermiyorlar. Ve kimse de bir şey diyemiyor. Ben diyorum, çünkü umurumda değil. NBA'de koçluk yapan bir sürü arkadaşım var. Bu yaz beraberdik. Benim antrenmanlarıma da geldiler ve onlarla sürekli iletişim halindeyim. Şüphesiz, NBA en iyi basketbol ligidir ama rahatlıkla söyleyebilirim ki, orada çalışabilecek bir sürü Avrupalı koç var. Böyle bu iş. Şahsen ben orada koçluk yapma konusunu umursamıyorum."

7
"HER OYUNCUNUN AKLINDA NBA VAR"

- NBA'in global bir oyun olduğu da doğru. Geçen seneki ödülleri hatırlarsak, Yılın Çaylağı Luka Doncic gibi. Her zaman Amerikalı atletler önde değil. Avrupa'dan da var.

"Birçok oyuncu, NBA sisteminin nasıl işlediğini anlıyor. Sence, neden NBA scoutları antrenmanlarımı izlemeye geliyor? Nasıl çalıştığımı görmek için. Gerçekten oyuncuları aradıklarını mı düşünüyorsun? Onları alıp direk Amerika'ya götürüyorlar. Bu işler böyle. Bu işi böyle yapıyorlar. Avrupalı atletlerin teknik olarak üst düzey olduğunu anladılar. Orada direkt oynayabildiklerini gördüler. Hepsi değil, ama çoğunun. Bu işler böyle. Amerikalıların anladığı şeylerden biri de, oyuncular eğer NBA'de çok dakika alamazlarsa, Avrupa'ya gidiyorlar. Mesela bu yıl büyük bir transfer oldu. Guduric'in örneğiyle ilgili hep konuşmuştum. Onunla bir anlaşmamız vardı, o yüzden onunla imkansız olacaktı ve ben de 'NBA'de oynamak ister misin?' diye sordum. 'Git' dedim. 'Hiç problem yok.' Bunun her zaman oyuncuların aklında olduğunu anlıyorum. Mesela Nicolo Melli gibi. Önüne gelen fırsatla ilgili beni aramıştı. İkisi için de gerçekten mutluyum. Önceden de örneklerimiz oldu. Bjelica, Bogdanovic, Wanamaker ve diğerleri. Böyle yani. Bunlar doğal şeyler. Bundan ötürü, umuyorum ki Avrupalı bir koç NBA'de iş yapar."

6
"MELLI GİBİ OYUNCU ÇOK YOK"

- Melli demişken, eski Olimpia Milano ve Fenerbahçe oyuncusu, etkileyici bir basketbol olgunluğu kazanarak, bu kadar büyük bir zorlukla yüzleşmek için onların ihtiyaç duyduğu tüm deneyimi edindiğinde, ABD'ye gitti. NBA'i uzun vadede nasıl etkiler? İlk maçında harika oynadığını görmüştük, iyi istatistikleri vardı, 14 sayı atmıştı.

"Başta akıllı oyuncular ile ilgili konuştuklarımızı hatırlıyor musun? Nicolo Melli de öyle işte. Her şeyi anlamış olan, çok zeki bir oyuncu. Onun gibi çok oyuncu yok. Tek eksiği, hücumda çok agresif olmamasıydı. Kendini zorladı ve daha agresif oynayıp, daha iyi şutlar kullanmaya çalıştı. Çok iyi bir insan ve oyuncu. Onunla iki sene çalışmak bir zevkti. NBA'e güzel başladı. Aklında hep oraya gitmek ve oynamak vardı."

5
"SORUNLARI VARSA, ANLAMAK İSTERİM"

- Oyuncular arasındaki ilişkilerin asıl gerekli şey olduğunu söylemiştiniz. 'Hangi oyuncuların maça ve sahaya çıkmaya hazır olduğunu anlamalıyım' demiştiniz. 'Hepsini bir araya getirip oyuna başlamalıyım'. 'Maç sırasında hızlı düşünmeliyim', gibi. Önceki röportajlarınızda, tüm oyuncularınızın sorularını yanıtlamaya hazır olduğunuzu söylemiştiniz. Gelen en ilginç soru neydi?

"15 tane oyuncunuz varsa, onlarla ilgilenmek bir koçun görevidir. Onlar sadece kendileriyle ilgilenir. Bunu bir İtalyan şekliyle söyledim. Hayat böyle! Örnek verirsek: Eğer bir oyuncu bana gelip, takım arkadaşından daha iyi olduğunu söylerse, ve bir başkası da bunu söyleyen için aynı şeyi söylerse, ne yapmalıyım? Bunlar arasından birini seçmeliyim. Basketboldan bahsettiğimizde, bu sporun sadece saflığıyla ilgili konuşmuyoruz. Basketbol çok daha fazlası. Mesela, kişisel hayatlarında problemleri oluyor. Aileleriyle, kızlarla ya da arkadaşlarıyla zor bir dönemden geçiyorlarsa, anlamak istiyorum. Oyuncuların iyi hissetmedikleri zaman bana söylemelerini, söylememelerine tercih ederim. Antrenmana gelmeseler de olur, bu problem değil. Ama bir oyuncu iyi hissetmediğinde antrenmana geliyorsa, aklı basketbol dışında başka bir konuda oluyor."

4
TELEFON YASAĞI HAKKINDA!

- Tüm insanların artık sürekli telefonlarına baktıkları, dijital bir zamanda yaşıyoruz. Açık bir alanda ya da otobüste, oyuncuların beraberken telefonlarını kullanmalarına izin vermediğinizi duymuştum. Birbirleriyle konuşmalarını sağlamak istediğiniz için. Bu da aralarında iyi bir kimya oluşturmalarını sağlıyor. Saha içinde oldukça işinize yarıyor. Bu sayede, iyi ve kötü günleri ayırt edebiliyorsunuz.

"Bunun nedeni, 2019'un hangi döneminde yaşadığımızı ya da akıllı telefonların ve internetin ne olduğunu bilmiyorum. Ama biz insanlar, şu anda yaptığımız gibi birbirimizle konuşmak yerine telefonlarımıza gömülseydik ve yarın beraber sahada oynasaydık, orada ne yapabilirdik? İmkansız bir şey. Onlarla bunu konuştum, keşke arkasındaki mantığı anlasalardı. Bazıları anlıyor, bazıları anlamıyor. Birkaç haftaya unutacağımı da düşünebilirler. Ama ben bunda ısrarcıyım, bence çok önemli!"

3
NORMAL HAYATINDA DA AYNI MI?

- Oyuncularınız üzerinde ne kadar dikkatli olduğunuzu şimdi daha iyi anlıyorum, psikolojileriyle ilgileniyorsunuz. Biz Obradovic'in gerçek hayatta nasıl olduğunu anlamak istedik. Mesela diyelim ki oyuncularınızdan biri kötü bir maç oynadı ve onu teselli etmeniz ve bir sonraki maç için cesaretlendirmeniz gerekti, pozitif enerji verip motive olmasını sağlamak gibi. Bunu gerçek hayatta yapar mıydınız? Mesela oğlunuz gelip 'Baba, şundan kötü not aldım' dedi, Bay Obradovic, ona ne derdi?

"Benim iki çocuğum var, kızım 34 yaşında, oğlum 20 yaşında. Her baba gibi, benim de onlarla güzel bir ilişkim var. Özellikle 20 yaşındaki oğlumla. Bana ihtiyaçları olduklarında yanlarında olacağımı biliyorlar. Bu kolay bir durum değil, çünkü tek yaşıyorum. Oğlum Barselona'da okuyor ve kızım da dünyayı dolaşıyor. Ama onlar için her zaman hazırım."

2
"ÖZEL HAYATIM TAMAMEN FARKLI"

- Yani sahada gördüğümüz Obradovic, kişisel hayatındaki Obradovic ile aynı, tüm oyuncularının sorularını cevaplamaya ve onlarla ilgilenmeye hazır.

"Özel hayatım, sahadakinden tamamen farklı. Arkadaşlarım bilir, kimseyle problem yaşamamışımdır. Hiç."

///