Eskişehir ve Ankaragücü iyi mücadele eden, iyi savunma yapan takımlar...
Sezona daha önce olmadığı kadar hızlı ve etkileyici girdi Fenerbahçe. G.Antep maçına kadar önüne gelen her takımı yendi, 8'de 8 yaparak gözdağı verdi adeta ezeli rakiplerine sezon başında.. Bu gözdağını G.Saray'ı Kadıköy'de 3-1 yenerek pekiştirdi üstelik.. Sonraki 7 maçta alınan 4 mağlubiyet ile diğer takımlar lige tekrar davet edildi, siz olmadan bu ligin tadı çıkmıyor hiç dercesine.. Daha sonra tekrar küçük bir kıpırdanma, ligin son 2 haftası ve ikinci yarının ilk iki haftasında alınan 4 galibiyet ile tekrar havaya giriyordu Sarı-Lacivert renkler..
Derken kara şubat geldi, 28 gün boyunca ligde, Avrupa'da hüsran üstüne hüsran.. Önce Avrupa gitti, sonra ligde tepetaklak aşağı indi Fenerbahçe.. Ne olduysa mart ayı ile birlikte oldu.. Baharın gelişiyle sanki çiçekler sarı lacivert açıyordu her yerde.. Hava soğuktu, serindi hala tıpkı Fenerbahçe'nin futbolu gibi, ama rengarenkti, sarı lacivertti her yer, tıpkı son 8 haftada Süper Lig'in tek hakimi Fenerbahçe olduğu gibi..
Öyle anlaşılmaz zikzaklar çiziyordu ki Fenerbahçe, istatistiklerin bunu mantıklı bir şekilde açıklaması mümkün değildi. Oysa Barcelona, ligde oynadığı her 10 maçın 8'ini mutlaka kazanmıştı sezonun sonuna gelindiğinde, ya da Real Madrid, son 26 maçın 22'sini kazanmış, kaybettiği 3 maçın 2 sini de ezeli rakibi Barcelona'ya kaybetmişti. Büyük takımlar sezon boyunca muhakkak iniş çıkışlar yaşarlar, ama adı üstünde büyük takımdır onlar, onları büyük yapan da zaten yere her düştüklerinde yerden daha güçlü kalkmalarıdır, bir mağlubiyet sonrasında çözülüp 4-5 mağlubiyet üstüste almazlar, almamalılar..
Son 8 maçında gol dahi yemeyen Fenerbahçe'ye ne olmuştu peki? 8 hafta önce, sezonu kapatmak üzere olan bu takım 3 hafta kala nasıl şampiyonluğun bir numaralı favorisi haline geldi?
Yönetim
Takımın zor zamanında önce bilet fiyatlarını indirdiler, taraftara bir kez daha takımlarına sahip çıkma şansı verdiler. Antrenmanlara giderek, ağırlıklarını takım üzerinde daha çok hissettirerek! Fenerbahçe forması giymenin ayrıcalığını unutan bazı oyunculara kendilerine gelme şansını verdiler.. Yönetimin takıma arka çıkması, başta Christoph Daum ve Aykut Kocaman olmak üzere, tüm takımı kendine getirdi.
Konsantrasyon
Son 4 sezonun derbi kralı Fenerbahçe'nin sadece 1 şampiyonluk almasının en büyük nedeni olan konsantrasyon sorunu.. Galatasaray'ı iki kez yendiği yılda şampiyonluğu rakibine hediye eden Fenerbahçe, maç seçmediği zamanlarda, sadece sahadaki mücadelesiyle bile tekrar yarışta var olabileceğini gösterdi. Taraftar maç seçebilir, istediği maça gelir, istemediğine gelmez.. Ama futbolcu maç seçmez, maç seçemez.. Maç seçen futbolcular, tıpkı taraftar gibi maçları tribünden izlemelidir. Son 8 haftada Fenerbahçe takımı her maçı ayrı ayrı oynuyor, rakip ayırt etmeksizin.. Galatasaray'ı Ali Sami Yen'de yenerken de aynı disiplinle oynadılar, Kasımpaşa'yı deplasmanda yenerken de..
Mücadele
Fenerbahçe takımının amatör, profesyonel bütün branşlarında başarılı olmasının, Fenerbahçe taraftarının bu formayı giyen sporcularda görmek istediği temel özelliklerden biri.. Fenerbahçe futbol takımı mart ayından beri sahada çok daha fazla mücadele ediyor. Oynanan futbolda gözle görülür bir değişiklik yok, takım son 8 maçta gol yemiyor belki ama, hala üretken değil. Ama buna rağmen maçın son dakikasına kadar bütün futbolcular savaşıyorlar, ellerinden geleni yapıyorlar sarı-lacivert forma için..
Yerli ve yabancı oyuncuların performansı
Milyon euro’lar harcanarak alınan yabancıların bu süreçteki katkısına bakalım. Guiza, Santos, Cristian, Bilica, Deivid, Alex ve Lugano.. Bir çırpıda Alex ve Lugano'yu kenara alalım.. Bir tanesi Fenerbahçe'nin generali, diğeri ise defansın cesur yüreği.. Alex ligin son maçına kadar bu takımın en büyük kozu.. Lugano, geçen seneye göre daha derli toplu.. Guiza hayal kırıklığı olmaya devam ediyor, sadece koşup, mücadele ediyor diye bir oyuncu 11'de oynamalı mı? Santos, Brezilya milli takımında oynadığı futbolun yarısını oynamıyor bile.. Son 1 aydır iyi antrenman yaptığı belli oluyor saha içinde.. Çok daha iyisini yapabilir, yapmalı da.. Cristian tipinde oyuncu Türkiye liginde o kadar fazla ki, verilen paralara acımamak elde değil.. Bilica konusunu geçen hafta konuştuk, iyi futbolcudur, kötü futbolcudur, ama önce sporcu olmalı.. Bireysel hataları takımın çok canını yaktı..
Sözün özü, yabancıların performansı ortada.. Sakat sakat müthiş bir özveriyle oynayan Gökhan Gönül, Emre, son 1.5 aydır Selçuk, Mehmet Topuz ve Özer (daha çok mücadeleleriyle) ve Volkan Demirel.. Bugün bu noktaya gelinmesinde yerli oyuncuların müthiş isyanı var..
Gelelim son 3 haftadaki Fenerbahçe’nin artılarına ve eksilerine..
Artılar
· Fenerbahçe taraftarı.. Gerek Kadıköy'deki iki maçta, gerekse Ankara'da taraftar en büyük itici güç olacak. Cumartesi akşamından başlayarak Fenerbahçe taraftarı takımın 12.futbolcusu olarak sahanın her yerinde hissettirecek varlığını.
· Liderliğin geri alınması.. Artık ipler tamamen Fenerbahçe'nin elinde.. 3 maçı da kazandığı takdirde rakiplerinin ne yaptığı onu çok ilgilendirmeyecek.
· Oyuncuların özgüveni.. Üstüste gelen başarılı sonuçlardan sonra, oyuncular tekrar şampiyonluk havasına girdiler, maçların bitiş düdüğüne kadar teslim olmayacaklar.
Eksiler
· Eskişehir ve Ankaragücü iyi mücadele eden, iyi savunma yapan takımlar.. Fenerbahçe, sezon boyunca kapalı oynayan takımları açmakta zorlandı. Bu iki maçta da tıpkı Beşiktaş maçında olduğu gibi, maça baskılı başlayıp, erken gol bularak oyunu rölantide tutmaya çalışmak isteyecekler. Özellikle Ankaragücü'nün Bursaspor’la olan diyaloğu ve o hafta Bursa'nın maç yapmayacak olması, Ankara'daki maçı çok daha ilginç hale getirecek.
· Trabzonspor kupa maçı; 5 Mayıs'ta oynanacak olan kupa maçının sonucu ligin son 2 haftasındaki maçları direkt etkileyebilir. Uzun zamandır kupaya duyulan özlem, o karşılaşmada alınacak olumsuz bir sonuçla birlikte son 2 maç öncesinde takımının moralini bozabilir. Yine Daum'la 3. şampiyonluğa koştuğu sezon önce Beşiktaş'a kupada, sonra da Denizli ile berabere kalarak şampiyonluğu kaybetti. Daum ve Aykut'un her iki sonuçta da takımı çok iyi motive etmesi gerekiyor.
· Emre'nin sarı kart sınırında olması; Emre'nin önümüzdeki 3 maçı da kart görmeden tamamlaması çok iyimser olacak. Son düzlükte Emre'nin enerjisi ve de kendisini kontrol etmesi çok önemli.
Son söz
Sadece mücadele ederek son 8 haftada kalesini gole kapayan Fenerbahçe, Beşiktaş maçının ilk yarısındaki tempolu, sahayı dikine geçen, hep önde basan, sürekli arayan futbolu bütün bir maç boyunca oynamaya çalışmalı.. Fenerbahçe taraftarı bu futbolu çok ama çok özledi..