Milliyet gazetesi yazarlarından Hasan Pulur, Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe gündemini değerlendirdi.
Milliyet gazetesi yazarlarından Hasan Pulur, Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe gündemini ilişkin bir yazı kaleme aldı.
İşte Pulur'un o yazısı:
Aziz Yıldırım’ı ilk tanıdığımız yıllarda, yine bir kongre öncesiydi. Halit Deringör ağabeyin bir sohbet toplantısında, Aziz Yıldırım karşımızda;
“Çengelköylü Aziz” diyorlardı; biliyorsunuz Fenerbahçe’de grup ve kulisler azalmaz, bunların başında da “Şambaba Semih” gelirdi, neden öyle denilir bilinmezdi, lakabı “doktor”du. Rahmetli “Semih abi” Aziz Yıldırım’ı iki kelimeyle anlattı:
“Yapıcı, yıkıcı değil!”
*** Aziz Yıldırım’la tarihi Pendik yenilgisinden sonra, karşılaştık, hiç de hoş gülmüyordu: “Yazın bizleri çok üzdü!” “İrfan Paşa”nın oğlu “Murat” yanındaydı, bir gün “1907” lokalinde birlikte olduk.
*** “Aziz Yıldırım”lı günler “Aziz Yıldırım”la başlamıştı. Fenerbahçe stadyumu yapılıyordu, taşı, toprağı, demiri, çimentoyu her şeyi bulabilirdiniz lakin Aziz Yıldırım’ı “Aziz Yıldırım” yapan taş, toprak, beton değildi... Ya neydi? “Tahta tribünler artık yoktu!” Orası artık “Şükrü Saracoğlu Stadyumu’ydu!” Kim bu Şükrü Saracoğlu? Fenerbahçe’yi Fenerbahçe yapan, eski başbakan, Fenerbahçe’nin onur başkanıydı. CHP iktidardan düşmüştü, lakin Şükrü Saracoğlu’nda cüce politikacı oturacak bir yer bile bulamamıştı...
*** Öyle mi? Koca stadyum artık onun adıyla anılacaktı. Arkadan Lefter, Can Bartu... Aziz Yıldırım bu.
*** Şimdi caddelerde, meydanlarda “seninle gurur duyuyoruz” pankartları vardı. Fenerbahçeli cezaevine girerken, “biz ceza uğruna değil gurur uğruna gireriz” diyordu. Şimdi yine hapse girecek, “girerim çıkarım, Fenerbahçe uğruna!” diyordu. Üstelik hakkını hukuk devletinde arayarak. Herkese “Fenerbahçeli” olmanın gururunu öğreterek... Laik Cumhuriyet’in en büyük güçlü sivil toplum örgütü budur! FENERBAHÇE’dir.