"Oyuncular bir eşyanın parçaları değil. Birini çıkarıp birini sahaya sürmek zor karar..."
Oyuncular bir eşyanın parçaları değil. Birini çıkarıp birini sahaya sürmek zor karar... Böyle durumlarda teknik direktör açısından karar vermek hayli sıkıntılı. O anı düşünmek kadar sonrasını düşünmek gerekiyor.
Dünkü maçta Emenike'nin taraftarla yaşadığı sıkıntı, fazlaca ön plana çıktı. Hemen şunu söyleyeyim, bu, antrenörler açısında yönetmesi kolay bir durum değil. Benim çalıştığım dönemde her seferinde maç sonu konuşmalarımda söylediğim bir şey var: Oyuncular bir eşyanın parçaları değil. Onu çıkar, onu sok kararları o kadar kolay verilmiyor. Böyle durumlarda antrenör açısından karar vermek kolay değil. O anı düşünmek kadar sonrasını düşünmek gerekiyor. İsmail Kartal'ın bu pozisyondaki hamlesi doğru olarak görülse bile bu kararın ileriki zamanda nasıl sonuç vereceğini gözlemlemek gerekiyor.
Tempo standartların üstünde
F.Bahçe, çok pozisyon bulamasa da lig standartlarının üstünde bir ilk yarı oynadı. Karşılaşma öncesinde bakıldığında iki takım, 2-3 hafta itibarıyla yan yana gözüküyorlardı. Puanları eşit, averajları eşitti ama Fenerbahçe'nin oturmuş kadrosu, ortaya koyduğu oyunu ve kendi sahasında oynama avantajı, bu eşitlik durumunun sadece dönemsel olduğunu gösteriyordu. Yani bu veriler, Fenerbahçe'nin maça çıkarken sürprize yer bırakmayacak kadar önde olduğunu işaret ediyordu. Gaziantepspor'da son dönemlerde bir kadro aşınması var. Yine yeni bir kadro ile sezona iyi başladılar. Ancak kadrolarına bakıldığında genç oyuncular ağırlıktaydı.
Sürprize yer yoktu
Dediğim gibi iki takımın fotoğrafın bakıldığında, maç sürprize yer vermeyecek şekildeydi. Ancak karşılaşma böyle olmadı. İlk yarı, Fenerbahçe özellikle Trabzonspor maçına göre çok yüksek tempoda oynadı. Net gol pozisyonları olmasa da Türkiye Ligi standartlarının çok üstünde bir tempo ile oynadı. Buna Gaziantep de gücü oranında karşı ataklarla cevap vermeye çalıştı.
İbrahim'in boşluğu...
Özellikle maçın 10. dakikasından sonra Emre'nin ve Diego'nun etkili ve hareketli oyunları, Gökhan'ın ve Caner'in kenarları iyi kullanmaları, Fenerbahçe'nin oyunu Gaziantep yarı alanına doğru taşımasını sağladı. Bu da Fenerbahçe adına baskının fazlalaşmasını sağladı. Burada belki Gaziantep adına en etkili oyuncu olan İbrahim'in hücuma çıkarken bıraktığı boşluğu, Caner daha etkili kullanabilse, Fenerbahçe tehlikeli pozisyonlarını daha da artırabilirdi.
Acelecilik oyunu bozdu
Maçın 65. dakikasına kadar Fenerbahçe, kenarları kullanmaya ve etkili devam etti. Ancak 65'te Oğulcan'la yakalan pozisyondan golün geldiği ana kadar, sarı lacivertlilerin oyundaki kompakt yapısı dağıldı.
Bir an evvel sonuca gitme arzusu, Fenerbahçe'nin kontrolü yitirmesine ve etkisizleşmesine neden oldu. Artık oyunda her skorun düşünülmeye başladığı anlarda gelen penaltı, özellikle ligin başlarında çok daha fazla öneme sahip olan kıymetli 3 puanın Fenerbahçe tarafına doğru gelmesini sağladı.