Federasyonundan, antrenöründen, medyasına kadar her şeyin değişmesi lazım. Devletimizin de içinde olduğu bir yapılanma yapmamız lazım. Kısa vadede sermaye koyabilirsiniz, tahvil koyabilirsiniz ki, pahalı. Bunlar küçük küçük. Büyük kulüplerde şirket sahipliği yok, dolayısıyla sermaye koymak mümkün değil. Biz biraz sermaye koyduk, borçları yapılandırdık ama Mart ayından sonrasını göremiyoruz. Önümüzü göremiyoruz. Önümüzü görebilmemiz için yine borçlanmamız lazım. Bu noktaya gelmemiz sorumsuzca yönetimlerden kaynaklanıyor. Sadece kulüp yönetimlerinden bahsetmiyorum, federasyon, SPK hoşgörülü davranmış. Günü kurtarmak adına, bir sonraki sene yapısal düzenleme yaparım dendiği zaman, bu noktaya geldik. Buradan çıkmamız son derece radikal yöntemler, eylemler gerektiiyor. Devlet kesinlikle işin içinde olmak zorunda. Finans kurumlarının işin içinde olması gerekiyor. Futbolcu da en büyük yatırımı yaptığımız için işin büyük kısmı. Şu anda oyuncuların büyük kısmı döviz alıyor. Aldığımız yabancı oyuncular yaşlı, genelde son durak burası oluyor. Başka ülkede 1 alabilecek yabancı oyuncu, burada 2, 2.5, 3, 3.5 alıyor. Avrupa'nın en yaşlı ligleri arasındayız. Baştan aşağı radikal kararlar almamız lazım.

''SÖZLEŞMELER ÇOK AĞIR''

Bazı sözleşmeler çok ağır, ben de okuyorum. Sözleşmeyi son dakika bıçak kemiğe dayanmış şekilde yaparlarsa, futbolcunun kurallarına daha çok uymak zorunda kalınıyor. Futbolcu oynarsa para deniyor, oynarsa niye para alsın, kazanırsa alacak.

UEFA Avrupa Ligi'nde tabloyu değiştirecek bir para kazanmıyorsunuz. Galatasaray, geçen sene Beşiktaş'ın yakaladığı başarıyı yakalarsa, 50-60 milyon euroluk bir geliri olabilir. Takımlar sezon başında yatırıma başlıyor, oradan parayı çıkarırım diye ve sonra orada da genelde 2. tura kalınmıyor. Kura çekimlerinde aman Türk takımları çekmeyeyim dedirtebilmek için finansal havuzu tamamen değiştirmemiz lazım.

Fikret beyden son dönemde olumlu örnek veriyorum hep satışlarla ilgili, biz şimdi yüzümüze gözümüze bulaştırsak ve sonra ayrılsak hiçbir sorumluluğumuz yok. Şirketlerde sorumluluk var ama bu sistemde hiçbir sorumluluk yok.

Buraya gelmeden önce La Liga'yı inceliyorduk, Premier lig'de yayın hakları nereden nereye geldi. Büyük dönüşüm son 10 yılda oldu. Önümüzdeki 10 yılda öyle bir değişiklik olacak ki, belki de dünyadaki 12-15 kulüp futbol dünyasının %95'ini temsil edecek.

''BÖYLE GİTMEZ''

La Liga 1 ve 2'de 2 sene üst üste bir kulübün zarar etmesi yasak. İlk sene 5 milyon zarar ettin diyelim, 2. sene 4 milyon kar elde etsen de yetmiyor, 5 milyon euro kar elde etmen lazım. Sahibi olmayan bir Kulüpler Birliği var. Avrupa'daki Kulüpler Birliği toplantısına gidince İtalya 3. Lig ile aynı seviyede oturuyoruz. Malın sahibi federasyon, federasyon iyi yönetiyor mu? Bana göre hayır, bu federasyon için de demiyorum, bugüne kadar gelmiş federasyonlar için söylüyorum. Kulüpler Birliği, ürünün, malın, ligin sahibi olmalı. Kalifiye insanlarla donatılmalı. Federasyonun temsil ediliş şekli, hiçbir şekilde Türk futbolunu olması gereken yere getiremez. Butik isimler, iş dünyası falan ama futbolu ne kadar anlıyorlar, pazarlamayı ne kadar biliyorlar, kaç tane dil biliyorlar? Burada spor hukukunu, iletişimi bilen insanlar olmalı, eski oyuncular, teknik adamlar olmalı. Derneklerde olduğu gibi 2-3 kişi ana yükü götürüyor ve diğerleri toplantıdan toplantıya geliyorlar.

JAILSON İÇİN FLAŞ KARAR

8 maç ceza alan Jailson'a kulüp olarak da ceza vereceklerini söyleyen Ali Koç, "Derbi maçından beri bir kişiyi federasyondan yönetim kurulu üyesi olsun, çalışanı olsun, aramadık. Derbi sonrası konuşmadık, 1 gün bekledik ve hakkımızı savunmak için video görüntüleri ile açıklama yaptık. Alanya maçından sonra soru geldiği için başkan yardımcımız gelen soruya bir açıklama yaptı. Bizim tutumumuzda saygıda kusur etmemeye çalıştık. Hatası çok olan konuşur ve çok konuşan da çok hata yapar. Bir yaptığımız tek açıklamada gol atan oyuncumuzu en iyi şekilde cezalandıracağımızı söyledik ve Tahkim'den çıkacak cezadan sonra da cezayı vereceğiz. Savunmamız bittikten sonra cezalarımızı görebilirsiniz. Beklenti var. Şiddete, kavgaya alışılmış."" şfadelerini kullandı.

DERBİ CEVABI

Galatasaray gibi sürekli konuşmadıklarını vurgulayan Ali Koç, "Derbiden bu yana ilgiyle, üzüntüyle izliyorum. Biz benzer şekilde her gün konuşup, hatta bazı günler 2 kez konuşsaydık, o eski düzene, içinden çıkmak istediğimiz düzene hizmet etmiş olurduk. Yumruğu masaya kim daha sert vurduğunda o başarılı oluyorsa, biz zaten başarılı olamayacağız demektir çünkü bizim anlayışımız bu değil. Kalifiye insanların olduğu bir ortamda hak edilen başarının sağlanabileceğine inanıyoruz" dedi.