Geçen sezon Kadıköy’deki 2-0’lık Galatasaray maçından sonra Ersun Yanal, Emenike için üstü kapalı bireysel oyun oynamak isteyenler gitsin tenis oynasın demişti. Aynı Emenike geçen sene attığı gollerle çok katkı verse de, oyun içerisindeki fazla bireysel hareketleriyle dikkat çekmişti.

Aynı Emenike, sezonun ilk maçında gol atmasına rağmen yine kendi başına hareket etmeyi sürdürdü. Takımın bir parçası olmak yerine, takımın kendisi olmak istedi. Oyundan çıkarken, bu sezon ilk kez taraftarı karşısına çıkan Diego’ya elini bile uzatmaya tenezzül etmedi. Emenike istiyor ki, maç içinde bütün paslar ona gelsin, hep o şut çeksin, gol atsın.. İsmail Kartal’ın elindeki el bombalarından sadece bir tanesi olmayı kolaylıkla başardı. Sezon içerisinde baş ağrıtmaya devam edecek gibi gözüküyor.

Diğer bir el bombası da savunmanın göbeği. Esas oğlanlar Bruno Alves ve Egemen’in sakatlıklarında görev solbekten devşirme Kadlec ile dünyanın en şanslı stoperi Bekir’e kaldı. En şanslı diyorum çünkü bu yeteneksizliğe rağmen Fenerbahçe formasını giyebilmek ve 11’de mücadele etmek bence çok büyük bir futbol şansı. Hafta içerisinde zorlu Fransa deplasmanında 120 dakika tempolu bir futbol savaşı veren rakibine karşı savunmada yapılan acemilikler yine bu senenin en büyük el bombalarından biri olmaya aday. Uche-Hogh, Servet- Luciano, Edu-Lugano derken Kadlec-Bekir ikilisi kalp sıkıştırıyor. Yenilen iki golde de ve bundan sonra yenilecek olan gollerde de pay sahibi olacakları aşikar. Arkalarındaki kaleciler de ister Volkan olsun, ister Mert hep tedirgin olacaklar.

Ve Diego.. Dün oyuna girdiğinde 2 senedir 4-3-3 oynayan Fenerbahçe 4-2-3-1 e dönüverdi, sadece bir oyuncunun girmesiyle sahadaki 3-4 oyuncunun yeri değişti. İşte sezonun en büyük el bombası belki de burası. Orta sahadadaki dinamik 3’lüyü bozup Diego mu tercih edilecek, yoksa öndeki 3’lüden kenar forvetlerden birinin yerine Diego geçip, sisteme sadık mı kalınacak? Kenarda Alper ve Webo her an 11’e göz kırpıyor ki, Webo özellikle iç saha maçlarında kesinlikle 11’de başlamalı.

Alternatifli kadro her zaman iyidir, ama bazen insanın başına da iş açabilir. Fenerbahçe’nin sadece Türkiye liginde şampiyonluk hedeflediği düşünüldüğünde kadrodaki 20 küsür oyuncuyu küstürmeden sezonu sürdürebilmek İsmail Kartal’ın en büyük sınavı olacak.

Geçen seneki hırs, istek bu takımı diğer rakiplerinden bir adım öne çıkaran en önemli özellikti. Dün özellikle maçın belirli bölümlerinde rakibi küçümser bir hal alınması da yine dikkat edilmesi gereken önemli bir unsur.

Yol uzun, sorunlar kapıda birikmeye başladı. İşler iyi giderken çözüm üretmeye çalışmak, duvara vurduğunda çare aramaktan her zaman daha iyi..

Milli maç arası takımın bir arada çok fazla çalışamayacağı düşünüldüğünde peşine gelecek Trabzonspor maçı çok daha büyük önem kazanıyor. Geçen sene şampiyonluğun bu zor deplasmanlarda kazanılan maçlarla geldiği unutulmamalı, daha çok maç var diyip erken puan kayıpları sıkıntı yaratabilir. Kazanılması gereken 33 final maçı, takılması gereken 4.yıldız var.

Soru ve yorumlarınız için;

Twitter: torhun