Geçen hafta öyle bir gündem ve hüzün vardı ki ülkemizde insanın futbol düşünesi yazası kalmadı. O yüzden bu olaylı Trabzonspor maçı yazısını da geciktirmek zorunda kaldım. Ama maçta da öyle bir maç ki atlamak, ihmal etmek, yazmamak mümkün değil. Özellikle Emenike’nin golü atması biraz “manidar” oldu. Para sayma görüntülerini beklerken gol oluverdi adam…

Her kim ki Trabzon taraftarını bu şekilde kandırıyor ve yönlendiriyorsa onların günahları büyük. Artık olanlara ve yapanlara kızmıyorum ama Trabzonspor için üzülüyorum. Ben size net fikrimi söyleyeyim. Olaylar baştan sona organize ve her ne olursa olsun skordan bağımsız çıkacaktı. Küçük kafaların esas “büyük” planı bu maçı katliama çevirip sonunu getirtmeyip akılları sıra SES getireceklerdi. Türkiye’de ve dünyada bu şekilde ses getirip yeniden UEFA’nın ve FIFA’nın gözünü bizim üzerimize çevireceklerdi. Yeniden sözde şike davasını açıp bakın adalet arıyoruz duyun sesimizi demekten başka hiçbir amacı yoktu bu olayların.

Hiçbir şey spontane gelişmedi, fakat biraz planlanandan hızlı gelişti... Hiç kimsenin vurgulamadığı bir detay gözlerden kaçtı, Türk Futbolunun yeni Robin Hood’u kaleci Onur Kıvrak, tribünlere gelip saati gösterip daha vakti değil diyordu, henüz erken; olurda maçı çeviremezsek yıkarız ortalığı, bu şekilde konuşulmadı mı böyle planlanmadı mı? Peki Trabzon maçı kazansaydı ne olacaktı? Zannetmeyin ki olaylar çıkmayacak, bu sefer plan 90 dakikanın bitişinde devreye girecekti Çünkü derdimiz ceza almak değil “SES”imizi duyurmaktı!!?

Yalnız bu sefer şuna dikkat çekmek isterim bu kurgu asla Trabzonspor’un başkanının kurgusu değil. Taraftar grupları yapmış olabilir, Yönetim içinden bir grup olabilir, yerel medya veya başkası olabilir… Trabzon’da iş yönetimin kontrolünden çıkalı çok olmuş. Başkan şaşkın bakışları arasında o akşam anladı bunu…

Şimdi sevgili Onur Hood, sana bir tavsiyem var: Çok iyi kalecisin hem Türkiye’nin hem de Avrupa’nın belki de en yetenekli kalecilerinden bir tanesisin ama bu küçük düşüncelerinle hareket edersen asla büyük bir kaleci olamazsın, aklını yenilemezsen sadece yetenekli kaleci olarak anılırsın. Spor hayatın bittiğinde çok pişman olacaksın ama iş işten geçmiş olacak. Benden sana tavsiye git o eski yönetici ve başkanlarınla bir konuş sana onlar gerçeği anlatacaktır… Tedavülden kalkmış ÖYM’lerin kararlarıyla yerel halkın gözüne girmek için bu ucuz kahramanlıklara soyunacağına bir sporcu gibi davran ve işini sahada yap. Bu günler geçtiğinde pişmanlıkların, gençlik hatalarınla başbaşa kalırsın…

Olayları planlayanlar ve çıkartanlar da şunu iyi bilsin; Fenerbahçe, ne sizin organize hareketinizden, ne futbol terörünüzden etkilenir; ne atılan taşlar, ne küfürlerden; alır 3 puanını döner evine, keskin sirke küpüne zarar…

Takıma gelince;

Alper Potuk bu yılın en iyi transferi ancak gerçek gücünü gösterdiği yer sol kanat. Sow’a forma bulacağım derdiyle en etkili silahı orta saha kalabalığında eritiyoruz. Meireles gibi bir orta saha aklından yoksun oynuyoruz, bütün taşlar yerinden oynuyor. Meireles hatalar yapmıştır ama sonuçta senin oyuncun parasını ödüyorsun ve bunu maksimumda kullanmak zorundasın. Fenerbahçe’nin Portekiz Milli takımının en iyi orta saha oyuncusunu yedek kulübesinde bekletmek gibi bir lüksü olamaz…

Bundan sonra ne olur; İçerdeki iki maçını kazanıp (Erciyes ve G.Birliği), G.Antep deplasmanını da kayıpsız geçerse G.Saray maçının önemi kalmaz Şampiyon olur. Aksi durumda lig sonuna kadar devam eder.

Sorularınız yorumlarınız için iletişim:
twitter.com/omerakdeniz1