Bu sefer oynanan futbol ve saha içi dinamiklerden çok İsmail Kartal üzerine yazmak istiyorum. Zaten oynanan futbol için bir şeyler yazmak istesek eleştirilerimizin son gelmez herhalde. Çünkü bu maçta da sahada futbol oynayan bir Fenerbahçe izleyemedik. Neyse... Gelelim İsmal hocanın maç önü röportajına. Fenerbahçe Spor Kulübü'nün hocası, hiçbir turnuva öncesinde "Hedefimiz, gidebildiğimiz yere kadar gitmek" diyemez...

Başarılı olursun ya da olmazsın orası tartışılır ancak böylesine büyük bir kulübün başındaki bir teknik adam, sıradan bir kupa maçı öncesinde bu kadar vizyonsuz bir açıklama yapamaz. Takımın oynadığı futbol zaten ortada, freni patlamış kamyon gibi çarpa çarpa gidiyor takım. Şansımız yaver giderse 3 puan ya da 1 puan alabiliyoruz. Ortada futbol namına tatmin edecek bir şey yokken, bir de bu vasıfsız açıklamalar artık tahammül sınırlarını zorluyor hoca.

Rakiplerin bu kadar sıkıntı içerisinde boğuşurken, kağıt üzerinde ligin en iyi kadrosu ile üçüncü sıradasın ve oynadığın futbol tat vermiyor. Stadı bile olmayan Beşiktaş, lig lideri. Çorap değiştirir gibi yönetim ve hoca değiştiren, kaostan geçilmeyen Galatasaray ikinci sırada... Şimdi düşe kalka alınan 3 puanların yüzü suyu hürmetine eleştirilerin dozu artmıyor ancak yarın öbürgün bu kötü oyun beraberinde mağlubiyetler getirince ne olacak? Puan kayıpları başladığı zaman bu kötü oyun ve vizyonsuz açıklamalar devam ederse kalemini kırarlar İsmail hoca...

Tamam Fenerbahçe'nin çocuğusun, oyuncularını evladın gibi seviyorsun ama sen artık yardımcı antrenör değilsin. Sen yüzyıllık bir çınarın patronusun artık. Duruşun, konuşman ve ideallerin bu gerçeklik ile paralel olmalı. Her oyundan çıkarken trip yapanı affedersen, oynadığı mevkiiye bile isyan edene göz yumarsan, takımın patronunun kim olduğunu hissetirmezsen kendi sonunu hazırlarsın hocam. Kıyamazsan, sana kıyarlar. Artık otur ve düşün; "Bu takımın patronu kim?"

Ziraat Türkiye Kupası'nı önemsememek gibi bir lüksün yok... Paran olmadığı için transfer yapamadın bütün yaz. Bu kulübün gelecek her kuruşa ihtiyacı var. Rakiplerin kupada gelecek bir galibiyet ile kasasına koyduğu 400 bin avronun hesabını yaparken sen bu kadar vurdum duymaz olamazsın. Tamam gençlere şans vermek istiyorsun. Bu çok doğru ve cesaret isteyen bir hareket. Takdir ediyorum. Kupadan gelecek milyonlar ve kupanın kendisi bizim kazandığımız bir oyuncudan değerli olamaz ancak milyonların karşısında Fenerbahçe'nin marka değerine zarar verecek açıklamalardan daha değerli...

Soru ve görüşleriniz için twitter: barlasateslii