YETENEKLİ OYUNCU ARIYORUM(UĞUR MELEKE)

Ülkenin en iyi 5 takımından ikisi karşı karşıya geliyor, sahadaki 22 adama bakıyorum ve aralarında “yetenekli” diye tarif edebileceğim birilerini arıyorum. Savaşçı çok, mücadeleci çok. Ama yetenekli diyebileceğin yalnızca Yusuf-Abdülkadir, belki biraz da Aatıf! Bu işte bir gariplik yok mu sahi? Maçları artık 0-0 da değil, ellerinden gelse “eksi bir-eksi bir” bitirmeye çalışacak bu antrenörler mi katkı yapacaklar Türk futboluna?

11 SOUZA-11 KUCKA

Sosa, Valbuena, Soldado kulübede... Neredeyse maça 11 Souza-11 Kucka’yla çıkacak bu hocalar, ülkenin en muteberleri. Çalımbay dün Süper Lig’de 452’nci, Kocaman 451’inci maçlarına çıktılar. Aybaba 566, Vural 529, Karaman 436... Siz ülkeye dilediğiniz kadar yıldızları transfer edin, antrenör yetiştirmedikçe bu kısır futbollara mahkum olacağız hep.

BAŞKA BİR ŞEY SÖYLEYİN

Kocaman ve Çalımbay’a soruyorum: Sizin başka bir şansınız yok mu peki? Yönettiğiniz takımlar, büyük takımlar değil mi? İyi futbol, iyi futbolcuyla mı oynanır, yoksa yalnızca mücadeleciyle mi? Artık lütfen maç sonlarında “iyi mücadele ettik”ten başka bir şey söyleyin bize. Lütfen...

İSMAİL KAÇIRMASAYDI(RÜŞTÜ REÇBER)

Sahada eksik olan tek şey, etkisiz son paslar ve son vuruş beceriksizlikleriydi her iki takımın. Ev sahibi olmasına rağmen Trabzon bile Fenerbahçe’nin oyundaki hakimiyetini ancak maçın 30. dakikasından sonra engelleyebildi. Hatta maçın kendileri adına en net pozisyonunu da kaçırdılar. Fenerbahçe soyunma odasına eğer o pazisyonda İsmail topun kontrolünü iyi yapabilseydi galip durumda gidebilirdi.

ŞAMPİYONLUĞA YETMEZ

Fenerbahçe, Süper Lig’deki belki de en zor deplasman maçına çıktı. Futbolun doğrularını zaman zaman izlettiler ama eksik oyuncularının sahadaki yokluğnu da aradılar. Beraberlik Fenerbahçe için iyi bir sonuç denilebilir ama Trabzonspor için iyi olmadı. Fenerbahçe eğer şampiyon olacaksa bu futboldan daha fazlasını sergilemeli.

İKİ TAKIM DA SEVİNEMEDİ(AHMET ÇAKAR)

Dün gece Trabzon'da iki takım da üzülmedi... Ama iki takım da sevinemedi. Aslında hangi takım daha çok hak etti dersek; herhalde en haklı sonuç beraberlikti... İlk yarıda ev sahibi Trabzonspor belki de tarihinin en kötü 45 dakikasını oynadı. Fenerbahçe tek kaleydi. Kaleci Volkan'ı, görmedik bile. Trabzon iki pas yapamıyor, sürekli topu kaybediyorlar, Fenerbahçe ise sürekli hücum ediyordu. Aslında bu yarıda Fenerbahçe skoru pekala kazanabilirdi.

KOCAMAN'I ANLAMIYORUM

Aykut Kocaman'ı anlamıyorum... Soldado ve Valbuena'yı niye mağlupken oyuna alıp da onlarla başlamazsın be adam. Son 15 dakika Fenerbahçe müthiş bir baskı kurdu ve bir korner atışında da Josef de Souza beraberliği getirdi. Sonuca baktığımızda iki takıma da yaramadı. Ama iki takımı da çok üzdüğünü söyleyemeyiz.

EYYAMCILIK, KORKAKLIK...

Beni üzen hakem Ali Palabıyık'ın eyyamcı, pısırık, korkak yönetimi oldu. Belki sonuca etki etmedi ama abuk sabuk düdükler çaldı. İlk yarıda Alper'e yapılan iki harekette de karar kırmızı olmalıydı. İlkinde Pereira bastı ikincisinde Kucka kasten bastı. Bırakın kırmızı, sarı kartı Palabıyık istifini bile bozmadı. İkinci yarıda Fernandao art arda tekmeler attı, net kırmızıydı sarı kartla geçiştirdi. Buna hakemlik denmez, buna ağır eyyamcılık ve korkaklık denir. Böyle bir maçı Avrupa'da yönetirsen sana hakem demezler.

KARŞILIĞI BU MUDUR?(CEM DİZDAR)

İkinci yarısı hareketli ve mücadeleci ama oyun aklı ile beceri açısından düşük kalibrede bir maç izledik. İki takım da öndeki oyuncuları besleme konusunda yeteri değildi. Ancak özellikle Fenerbahçe'den söz edersek ''Harcanan onca paranın, yapılan onca idmanın karşılığı bu mudur?'' sorusu hala orta yerde duruyor. Çözüm çoğunlukla olduğu gibi yine duran top!..

İSTEDİĞİNİ ALDI(ÖMER ÜRÜNDÜL)

F.Bahçe'nin maça başlangıcı kimsenin beklemediği gibi oldu. Hem beklenen takım farklıydı, hem de oyun anlayışı. Klasik 4-4-2 ile oynamanın yanına önde agresif baskıyı da ekledi Aykut Kocaman... "Bizi çok iyi tanıyorlar" mantığına, ters ayaklı açıklardan vazgeçmiş kurgusunu da ekledi. Sağ ayaklı (Aatif) sağda, sol ayaklı (Hasan Ali) solda idi. Taktiğin mantığında istediğini de aldı.

KOCAMAN'IN HESAPLARINDA YOKTU

Yenik duruma düşmek Kocaman'ın hesaplarında yoktu. Valbuena hamlesini galibiyet golü için yapacaktı; beraberliğin peşine düşme kararı olarak geldi. Dripling özelliğine güvenerek de Eljif'e şans verdi. Bundan sonra başka bir maç başladı. Artık taktik oyunculara aitti. Baskıyı kuran ama bir türlü ceza alanına top sokamayan F.Bahçe, yine kornerden buldu golü. Orta sahada top kaptırıp pozisyona davetiye açan Valbuena, bu kez asistin sahibiydi.

KOCAMAN ISRAR ETMELİ

Kendine yakışan gerilim ve mücadele içinde, dişe diş geçen bir maç izledik. Aslında herkesin yetindiği ve üzülmediği bir sonuç çıktı ortaya. Yeni dizilişi ve görev anlayışıyla Aykut Kocaman bir ışık yaktı F.Bahçelilere... Ön liberosuz, iki forvetli, klasik dörtlü orta sahalı bu dizilişte ısrar etmeli.

YARIŞTA YARA ALDI(ÖMER ÜRÜNDÜL)

Fenerbahçe'nin dün eksik kadrosu ile çok zor bir deplasmandan puan alması kayıp değil ama bu kadar sakat oyuncuyla, Valbuena gibi bir oyuncudan da gerekli randıman alınamazken kısa süredeki Başakşehir ve Beşiktaş maçları ciddi bir soru işareti olarak kalacak. Trabzonspor ise ikinci yarıda fırsatı kullanamayarak şampiyonluk yarışında çok önemli bir yara aldı.

SOSA UYANDIRDI(ERSİN DÜZEN)

İlk yarı F.Bahçe’nin oyun olarak tartışmasız üstünlüğü ile tamamlanırken, Rıza Çalımbay devrede Sosa hamlesi yaptı. Arjantinli’nin girişi takımı oynatmaya yönelikti. Daha cesur, daha atak Trabzonspor çok geçmeden Burak ile harika bir gol buldu. Sosa, hem skora hem de 2. yarıya damga vuran isim oldu. Tüm pas bağlantılarında yer aldı, takımını adeta uyandırdı.

RAKİPLERİ MUTLU ETTİ

Aykut Kocaman, skor değişince defansif kadrodan ofansife döndü. Eljif ve Valbuena’nın girişi topun kaleye çabuk gitmesini sağlarken, tempoyu arttırdı. Kendi alanında ise geniş alanlar bıraktı. Trabzonspor bu bölümleri iyi değerlendiremezken, F.Bahçe hem sezon başından bu yana hem de maç içerisinde üstün olduğu duran toptan gol buldu ve 1 puanı kurtardı. İlk yarı ile 2. yarının farklı heyecana sahne olduğu, iki takımın da puanı hak ettiği bir maçın sonucu tabii ki zirve yarışındaki diğer rakipleri mutlu etti.

EL FRENİNİ ÇEKTİ(ERCAN GÜVEN)

Adı konmamıştı ama Trabzonspor maçı Fenerbahçe için “gelecek altı haftalık hayat memat meselesi sürecin” ilk adımıydı. Tıpkı Trabzonspor için de olduğu gibi. Kazanmak tek hedefti. Var mı o niyette hoca? Maç başladığında işin ciddiyetini Fenerbahçe bir tık daha iyi anlamış gibiydi... Hatta maçtan önce bile! Rıza Çalımbay Rodallega’yı, Sosa’yı kulübede bırakmış rakibe karşı farklı önlemler almaya çalışırken, istemeden Trabzonspor’un el frenini çekmişti!..

İKİ KÖTÜDEN İYİSİ

Buna karşın Fenerbahçe’deki Hasan Ali’yi orta sahada oynatma fikri, rakibi şaşırtan sürpriz hamle olmuş adeta savunma önünde bir savunma hattı yaratmış ve Trabzonspor’u orta sahadan silen Fenerbahçe uyumuna cuk oturmuştu. Kulübede bekleyen Valbuena’nın bu kurguda yeri yoktu gerçekten. İki kötüden iyisi Fenerbahçe’ydi.

MAÇ SANKİ KADIKÖY'DE...(İLKER YAĞCIOĞLU)

Maç sanki Trabzon'da değil de Kadıköy'de oynarıyor gibi bir oyun vardı sahada. İlk 45 dakikada Trabzonspor üst üste 4-5 pas dahi yapamazken, Fenerbahçe yaptığı doğru baskıyla oyunu Trabzonspor sahasına yıktı. Ve kaptıkları toplarla da Trabzonspor kalesinde gol aradı. Alper ve Aatıf'ın çok etkili olamayan şutları Sarı-Lacivertli taraftarları heyecanlandırırken, ilk devrenin son anlarında İsmail'in kaçırdığı gol affedilecek gibi değildi..

1 PUAN KÖTÜ DEĞİLDİR

İlk 45 dakikada son derece etkisiz kalan Trabzonspor'da Sosa'nın oyuna girmesi oyunda dengeyi sağladı. Kadronuzda Burak Yılmaz gibi bir golcü olunca da rakibin en ufak hatasından golü bulmanız kolay oluyor. Hakem Ali Palabıyık Kucka'nın yüzde yüzlük, Pereira'nın da kırmızının ağır bastığı pozisyonda kartına başvurmaması F.Bahçe'nin büyük tepkisini çekti. 1 puan Trabzon deplasmanı için kötü değildir. Ama F.Bahçe kazanabileceği bir maçta 2 puan bıraktı.

BÜYÜK BİR STRES(OKTAY DERELİOĞLU)

Trabzonspor için mutlak kazanılması gereken bir karşılaşmaydı. Yıllardır Fenerbahçe'yi yenmemeleri onlarda büyük bir stres oluşturmuştu. Fenerbahçe ise bu maçı kazanarak şampiyonluk yarışına ağırlığını koymanın hesapları içindeydi. Karşılaşmanın ilk yarısında Fenerbahçe rakibi önünde belirgin bir üstünlük sağladı. Eğer biraz dikkatli olsalardı soyunma odasına galip giderlerdi.

YARIŞTA ZORLANIRLAR

Ancak Kocaman'ın Valbuena inadından vazgeçmesi gerekir. Bu futbolcunun yeri ilk onbir olmalı. Maçın hakkı beraberlikti. F.Bahçe gerekse Trabzonspor'un çıkaracağı dersler olmalı. 2 ekip bu futbollarıyla lig yarışında bundan sonra çok zorlanırlar.

KAF DAĞI'NIN ARKASINDA(ZİYA ŞENGÜL)

Fener, Trabzon’da kaybettiği iki puanla şampiyonluk yarışının uzağında kaldı. Bu şekilde oynamaya devam ettiği takdirde Aykut Kocaman’ın dillendirdiği “Şampiyorluk”, Sarı-Lacivertliler için Kaf Dağı’nın arkasında kalacak. Maçın hakemi Ali Palabıyık’a gelecek olursak, gereksiz faul düdükleriyle maçın temposunu düşürdü.